100 LİRANIN 40 LİRASI VERGİ!
Çetin, yapmış olduğu açıklamada; “Çalışanların yaşadığı mağduriyeti giderecek bir düzenlemenin acilen yapılması ve ücretli çalışanlardan alınan gelir vergisinin en azından %15’te sabitlenmesi gerekmektedir. Daha adil bir gelir dağılımı için gerekli düzenlemeleri yapmak sosyal devlet ilkesinin bir gereğidir.
Ülkede tasarruf yapma imkânına sahip olmayan ve gelirinin tamamını geçimini sağlamak için harcayan kesimin milli gelirden hak ettiği payı alabilmesi ise adil bir vergi ve ücret politikasıyla mümkündür. Devlet, vergiler yoluyla çok kazanandan aldığı vergileri, ücretsiz ya da ucuz kamu hizmeti ve sosyal yardım olarak vatandaşlara sunarken milli gelirin dağılımında adaleti de sağlamış olur. Bizde ise durum bunun tersi bir şekilde işlemektedir. Dar ve sabit gelirlilerin üzerindeki vergi yükü, ülkedeki zenginlere oranlara çok daha yüksektir.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge Merkezi’nin yaptığı bir araştırma bu gerçeği gözler önüne sermiştir. Araştırmada bir ailenin aylık tüketmek durumunda oldukları ürünler üzerindeki KDV, ÖTV gibi vergi oranları tespit edilmiş ve ailenin zorunlu olarak yaptığı harcamalardan kesilen toplam vergi oranı hesaplanmıştır. Buna göre Türkiye’de bir vatandaş, bütün vergi indirimleri ve istisnalar dahil edildiğinde bile harcadığı her 100 liranın 25 ile 40 lirasını tekrar devlete vergi olarak ödemektedir.
Başka bir ifade ile kazandığımızın %40’ını vergi olarak iade etmekteyiz. Ancak tasarruf etme imkânına sahip yüksek gelir grubuna dahil kimselerde bu oran çok daha düşük olmaktadır. İşte adaletsizlik de burada ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde fakirin gelirinden %40 vergi kesilirken zenginlerden alınan vergi hiçbir zaman bu oranlara çıkmamaktadır. Zaten sürekli gündemde olan vergi ve prim afları ile teşvik gibi uygulamalar, yüksek gelir gruplarından alınması planlanan vergilerin hiçbir zaman kâğıt üzerindeki oranlara ulaşamadığını göstermektedir. Bu durumda da düşük gelirli, ücretli, dar ve sabit gelirlilerden toplanan vergiler, yüksek gelir grubunun vergi aflarını sübvanse etmekte kullanılmaktadır. Yani zenginden alıp fakire vermek üzere planlanmış olan vergi sistemi bizde fakirden alıp zengine vermek için kullanılmaktadır.”
Ülkemizde bu güne dek gelir vergisi mağduriyetine yönelik herhangi bir adım atılmaması düşündürücüdür. Bu durum ülkemizde toplam gelir vergisi tahsilatının yaklaşık %50’sinin GSYİH’nın yalnızca %7’sini alabilen çalışan kesim tarafından ödenmesi sonucunu doğurmaktadır.
Vergi politikalarındaki adaletsizlik nedeniyle, zaten düşük ücret alan ve büyük ölçüde ülkenin en fakir kesimini oluşturan kamu görevlileri, KİT çalışanları ve işçiler kısa sürede bir üst vergi dilimine tabi olmakta, maaşları düşmekte ve aldıkları maaş zammının büyük bölümü, artan gelir vergisi ödemesine gitmektedir. Zaten artan enflasyon karşısında maaşları sürekli eriyen kamu görevlileri, bir darbe de gelir vergisi nedeniyle yemektedir. Bu nedenle çalışanlarımız üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi zorunlu hale gelmiştir. Türkiye Kamu-Sen olarak yıllardır çalışanların üzerinde ağır bir yük olan vergi sorununun bir an önce çözülmesini istiyor ve bu konunun ülkemizi idare edenlerin yükümlülüğünde olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, milletvekillerine çalışanlar lehine bir vergi düzenlemesi için çağrıda bulunuyoruz” dedi.