Kapadokya’nın UNESCO dünya mirası listesine kayıtlı tek yeri olan Göreme Açık Hava Müzesi’nin dibinde kepçelerle kazı yapılarak doğal gaz boru hattı döşenmesine , Kapadokya Alan Başkanlığı izinvermişti. Biz de, vatandaşların sesine de kulak vererek, bunu yapmamalısınız, yapamazsınız, bu mesafelerde veya buna yakın uzunlukta başka güzergahlar var demiştik. Vali yani Kapadokya Alan Krallığı pardon Başkanı da olan İnci Sezer Becel’den ve kurul üyelerinden ses çıkmamış, kepçeler bölgede yerleri titrete titrete kazıya devam etmişti. Sonra ne oldu ? Akıl ve tarihe olan saygı ile Göreme Açık Hava Müzesi’ni koruma duygusu galip geldi, çalışmalar durduruldu, güzergah değiştirilecek. Yani Kapadokya Alan Başkanlığı tükürdüğünü yaladı ve halka rağmen; Vali de olsanız , Alan Başkanı, Alan Kralı da, Kurul üyeleri de olsanız,bir şey yapamaz, inadına bir adım atamazsınız, yani siz yaptınız oldu, olmaz, olmayacak da. Bunu da gördünüz sanırım. Şimdi aklı selim galip geldi ve dünyaya rezil olmaktan da kurtulduk, Göreme Açık Hava Müzesi de i riske atılmaktan kurtuldu. Peki bu ana kadar verilen zarar, yapılan kazılar ile zangır zangır titretilen zeminde oynamalar olup olmadığının hesabı yapılacak mı, ve zarar verildiyse bu zararı kim ödeyecek ? Şimdi düşünün bu kazıyı aynı şekilde geceleri bir vatandaş yapsaydı ne olurdu ? Kanun ve adalet ensesine yapışırdı. Madem ki bu karar, yanlış ve bölgeye zarar veriyor, madem ki sit alanı koruma kanununu ihlal ediyor ve bu sebeple kazı durduruldu. O zaman buna izin veren , sebep olanlar da hesap vermeli. Mesela buradan soruyorum, Nevşehirli Kurul üyelerine görüşme talepleri için randevu vermeyen yöneticiler, ben yaptım oldu diyerek akıllarınca kısa mesafeyi tarihi dokunun korunmasına tercih edenler, bunun hesabını yargı önünde verecek mi ? Bence vermeli ? Vermeli ki, işin acemisi olanlar, işi öğrenene kadar acemiliklerini bölgenin milyonlarca yıldır var ola gelen ve korunan değerleri üzerinde gidermesinler, daha fazla zarar vermesinler. Başta Kapadokya Alan Başkanı Nevşehir Valisi Becel ve kurulun diğer üyeleri yani, bu yanlış karara olur verip imza atanlar yargılanmalı. Enazından ciddi bir soruşturma yapılmalı. Olur mu ? Bence, dedim ya olmalı ama bekleyip göreceğiz. Şimdi bu Alan Başkanlığı’nın üyeleri enazından mahkeme önünde hakim huzuruna çıkmalı ki, bundan sonraki kararları verirken, Başkan’a şirin görünmek adına hareket etmemeli. Ve hatta yine bence Kurul Başkanı Nevşehir Valisi olmamalı, zira bu durumda, Kurul’un sağlıklı karar vereceğine inanmıyorum. Nihayetinde Kurul Başkanlığı’nın üyeleri aynı zamanda memur ve Kurul Başkanı da, yine aynı zamanda şehrin Vali’si. Şimdi nasıl olacak da, bir kurul üyesi çıkıp Vali’ye “ bu kararınız yanlış” diyecek. Hadi dedi diyelim, daha sonra bu kişiye diğer üyelerin ve Vali’nin bakışı ne olacak ? Bakın başta Göreme Açık Hava Müzesi olmak üzere bölgedeki benzeri tüm değerler nasıl korunmalı biliyor musunuz, bir örnekle anlatayım. Yıllar önce İtalya’ya gitmiştim gezi programında Pisa kulesi de vardı. Oraya gitmek için yola çıktık, Pisa şehrine gelince şehrin dışında bir otoparkta indik. Buradan raylı sisteme bindik ve Pisa kulesinin kilometrelerce uzağında indik. Oradan yürüyerek kale duvarı gibi çevrilmiş ve içinde Pisa kulesi olan alana gittik. Niye bu kadar “indi bindi yapıyorsunuz, otobüsle gelsek ne olurdu “ diye sorduk. Tahmin edebileceğiniz gibi “Pisa kulesinin eğiminden dolayı bölgede en küçük bir sarsıntıya ve titreşime izin vermiyoruz” dediler. Şimdi soruyorum size, Göreme Açık Hava Müzesi veya mesela ÜÇ GÜZ ELLER , Pisa kulesinden daha mı değersiz veya daha sağlam temellerle mi zemine bağlılar. Hayır. Sadece oradaki insanlar Vali de olsa, Kurul üyesi de olsa, Başkan da olsa, görevlerini gerçekten yapması gerektiği gibi yapıyorlar, onun bunun etkisinde kalmayıp, üç metrenin beş metrenin hesabını yapmayıp, tarihi mirasını ve sit alanlarının korunmasını birinci öncelik olarak görüyor ve kabul ediyorlar. Hepsi bu. Eğer Göreme Açık Hava Müzesi’nin dibinde kilometrelerce kazının kepçelerle yapılmasına izin veriliyorsa, zaten bunun cesaretine sahip yöneticinin bölgeyi korumak adına nasıl bir anlayışına sahip olduğunu gösteriyor. Ve bu yöneticiler, kurul üyeleri nasıl olsa yasal olarak da bir şey olmaz diyebiliyorlar, işte bu bakış açısı , bu zihniyetteki yöneticilerinin her birini cesaret abidesine dönüştürüyor. Sonrası ben yaptım oldu.. Ama bu sefer olmadı işte . Bundan sonra da olmayacak ! Birinci adımı bölge halkı kazandı, kazı durduruldu, güzergah değiştirilecek. İkinci adım atılır da, bu rezalete izin verenler hakkında soruşturma açılırmf o zaman da, adalet kazanmış ve herkesin adalete olan duygusu daha bir güçlenmiş olur. Sonuç ne olursa olsun, bu hatayı yapanlar, hatalarının bedelini az veya çok ödemeliler. Ödemeliler ki, bundan sonra her ağızdan çıkan emir telakki edilip gözü kapalı imzalanmasın. Ha gerçi yine böyle hatalar olursa, yine buralardan yazıp, halkın da desteğiyle iptali için mücadele veririz. Zira Sayın Cumhurbaşkanı’mızın da söylediği gibi “halka rağmen” kimse hiçbir şey yapamaz.