Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı’nın istifasının ardından kendisine yapılan teklifi düşünüp değerlendirdikten sonra kabul eden, Belediye Meclisi’nin AK Partili üyesi aynı zamanda, Beyin ve Sinir Cerrahı Dr. Mehmet Savran göreve başladıktan sonra, bir şehir efsanesidir gidiyor.
Birinin bunu dillendirip, yazıp konuyu aydınlatması lazım.
Önce şehir efsanesini yazalım : “ iddiaya göre, Başkan Savran Versa hastanesinde Beyin ve Sinir Cerrahı olarak ayda 65-70 bin lira maaş alıyormuş. Kendisine başkanlık teklif edilince önce hayır demiş sonra belediye başkanlığı ile cerrahlık maaşı arasındaki ortalama 50 bin liralık farkın 2 yıllık toplamı 1.2 milyon lira kendisine gayri resmi nakit olarak ödenince teklifi kabul etmiş.”
Bir diğer şehir efsanesi de şu, güya Ak Parti Genel Merkezi’ndeki üst düzey bir yönetici Dr. Savran’a “tamam kaybın olacak ama ilk milletvekili seçiminde de 1. Sıra milletvekili adayı yapalım seni” diye söz vermiş.
Ben ikisine de inanmıyorum. Tamam belki belediye meclisi toplantılarına çok katılmamış olabilir, belki maaş kaybı olabilir lakin hayatta paradan önemli şeyler de var ve ben bu seçeneğin Dr. Savran’ın kararında etkili olduğunu düşünüyorum.
Yani bu, dilden dile dolaşan şehir efsanesi olarak adlandırabileceğim iki seçenek de bana hayal ve asılsız geliyor. Zira, Nevşehir Belediye Başkanlığı’na Savran olmazsa başka isim mi yok, Meclis içinde. O olmazsa bir diğeri olur, hepsi birbirinden değerli ve bu işi yapabilecek isimler var Meclis’te. Hele hele “sen aday ol da biz senin parasal kaybını, seni ilk seçimlerde 1. Sıradan milletvekili yapmaya söz vererek telafi edelim.”
Bu siyaseten de hiç olmayacak bir şey. Zira bakın yakın tanığı olduğum görüşmelerde Kayseri’den kaç AK Parti İl başkanına milletvekilliği adaylığı (seçilecek sıradan) sözü verildiyse , hiç biri tutulmadı. Zira ya hancı öldü, ya han yıkıldı misali oldu. O nedenle, siyaseten bu tür sözlerin hiçbir zaman aslı astarı olmaz, Dr. Savran da bunu bilecek zeka seviyesine fazlasıyla sahip, enazından ben öyle olduğuna inanıyorum. Peki Nevşehir Belediye Başkanı Dr. Savran’a bu konuyu soran gazeteci oldu mu Nevşehir’de ? Yok, olmamış.
İlginç !
Neyse ben sordum Başkan Savran’a :
“ siz hastaneden aldığınız maaş ile, başkanlık maaşı arasındaki farkın iki yıllık toplamını almış, başkanlık teklifini öyle kabul etmişsiniz. Böyle bir şehir efsanesi dolaşıyor, dilden dile. Bu soruya nasıl yanıt verirsiniz. “
Başkan Savran da şöyle yanıt verdi : “ Asla doğru değil. Hayatta paradan daha değerli şeyler var. Bunu bilmeyen insanların veya herşeyi para gibi görenlerin aklından bu geçebilir belki. Ama külliyen yalan, iftira ve asılsız. Belediye Meclisi toplantılarına daha önceki dönemde çok katılmadığım doğru, bu da mesleğimden dolayı. Ama her ne olursa olsun son sözüm şu ki, hayatta paradan çok daha kıymetli şeyler ve değerler var. Nevşehir’in Belediye Başkanı olmak da benim için bunlardan biri. Anlamayanlar olabilir, onları da allaha havale ediyorum. Son olarak tek söyleyeceğim şu ki, bunların hepsi, İf-ti-ra.”
Başkan Savran’ın net bir dille yalan ve iftira dediği iddiaların Nevşehir kamuoyunda karşılığı , alıcısı yani inananı var mı ? Evet oldukça fazla, belki inanmak istedikleri için inanıyorlar belki de bizim bilmediğimiz başka özel bilgileri veya özel anları, gizli saklı konuşulanları biliyorlar. Belki de, Başkan Savran’ın dediği gibi yalan ve iftira .
Ne olursa olsun ne Savran ne de, buna inananlar , konunun üstünü kapatmamalı ama seviyeli bir şekilde kamuoyunda tartışmalı. Tartışmalı ki, kimin söylediğinin doğru olduğu ortaya çıksın.Kimin eteğinde ne taş varsa ya da elinde ne belge kayıt varsa ortaya koysun.
Ama ne olursa olsun, bulanık suda balık avlama siyaseti artık prim yapmıyor. Bir yere kadar insanlar inanıyor, bir yerden sonra arkadan gelen başka doğrular öndeki belgesiz iddiaların kurbanı oluyor. Bu sefer gerçekten varolan (örnek olarak söylüyorum şu an için böyle bir durum yok da ) ciddi iddialar da karambola gidiyor ve kayboluyor.
Başkan Savran’a sordum, yukardaki şekilde yanıtladı ve hepsi iftira dedi. Bundan sonra isteyen istediğine inanabilir. Sözün özü bu.
Sağlıcakla kalın.