Toplumun bir yazılı bir de yazılı olmayan geleneksel kuralları vardır. Yazılı olanlar kanunlar, tüzükler ve yönetmeliklerdir, uyulmadığı taktirde cezası da yazılıdır. Fakat önemli olan yazılı değil geleneksel kurallardır ki toplumun esas harcını o oluşturur.
Yani demem o ki gözüm, şayet bir makama çıkıyorsan orada nasıl davranman gerektiği bir yerde yazmaz. Fakat sen yine de bilirsin. Elin cebinde giremezsin mesela, oturunca bacak bacak üzerine atmazsın mesela, vali, kaymakam, bakan, belediye başkanını ziyaret ediyorsan varsa ceketin önünü düğmelersin mesela. Yapmazsan bir şey olmaz da yapmazsan adabı muaşeret dediğimiz toplumsal kuralı mahvedersin.
Camide siyaset yapan bir hoca efendiye söyleyecek çok da güzel bir sözün olsa da toplum içerisinde söyleyerek infial yaratmanın hoş olmayacağı bir yerde yazılı olmamakla birlikte edep meselesi devreye girer de sesini çıkarmazsın. Bu hocadan tırstığından ya da ondan korktuğundan değil, adabı muaşeretten ve kutsal mekana saygındandır.
Bak birader, otobüste yaşı senden küçük de olsa hamile bir kadına yer vermen her ne kadar otobüsün camında yazıyorsa da kanun maddesi değildir. Cezası da yoktur. Lakin azıcık edep kavramını bilen biriysen yazılmasına gerek var mı? Kalkacaksın yer vereceksin. Buna yaşlısı da dahil, hastası da.
Bak kardeşim, girdiğin yerde yaşça senden büyükler olsun küçükler olsun yani kim olursa olsun bir selamı, bir günaydını esirgeme. Bu senin o topluluk ile arandaki harika bir bağdır.
Bak dostum! Ola ki bulunduğun yerde saygı duyacağın biri varsa, mesela öğretmenin falan lafınla sözünle onun önüne geçme. “Hocam daha iyi bilir ama” demen seni küçültmez tam tersine büyültür.
Demem o ki güzel insan, bak saygı duyduğumuz o güzel insanlar şu adabı muaşeret için yani edep için neler diyor;
Mesela;
Ne demiş üstat Necip Fazıl “bir insanda yoksa edep neylesin medrese mektep, okusa alim olsa da yine merkep yine merkep.”
Ya büyük halk ozanı Yunus ne demiş “Edebim el vermez edepsizlik edene, susmak en güzel cevap edebi elden gidene.”
Gönüller sultanı Mevlana ise “Güzel güzel yapan edeptir, edep ise güzeli sevmeye sebeptir” demiş. Ayrıca “Bozuk olunca maya ne ar tanır ne haya” demiş.
“Resulullah, haya hayır getirir buyurmuşlardır” demiş İmam Müslüm Buhari.
Uzatmak mümkün adap, haya, ahlak ile ilgili meselleri.
Yani canımın içi demem o ki EDEP YA HU! Ama her yerde.
ADABI MUAŞERET
Toplumun bir yazılı bir de yazılı olmayan geleneksel kuralları vardır. Yazılı olanlar kanunlar, tüzükler ve yönetmeliklerdir, uyulmadığı taktirde cezası da yazılıdır. Fakat önemli olan yazılı değil geleneksel kurallardır ki toplumun esas harcını o oluşturur.
Yani demem o ki gözüm, şayet bir makama çıkıyorsan orada nasıl davranman gerektiği bir yerde yazmaz. Fakat sen yine de bilirsin. Elin cebinde giremezsin mesela, oturunca bacak bacak üzerine atmazsın mesela, vali, kaymakam, bakan, belediye başkanını ziyaret ediyorsan varsa ceketin önünü düğmelersin mesela. Yapmazsan bir şey olmaz da yapmazsan adabı muaşeret dediğimiz toplumsal kuralı mahvedersin.
Camide siyaset yapan bir hoca efendiye söyleyecek çok da güzel bir sözün olsa da toplum içerisinde söyleyerek infial yaratmanın hoş olmayacağı bir yerde yazılı olmamakla birlikte edep meselesi devreye girer de sesini çıkarmazsın. Bu hocadan tırstığından ya da ondan korktuğundan değil, adabı muaşeretten ve kutsal mekana saygındandır.
Bak birader, otobüste yaşı senden küçük de olsa hamile bir kadına yer vermen her ne kadar otobüsün camında yazıyorsa da kanun maddesi değildir. Cezası da yoktur. Lakin azıcık edep kavramını bilen biriysen yazılmasına gerek var mı? Kalkacaksın yer vereceksin. Buna yaşlısı da dahil, hastası da.
Bak kardeşim, girdiğin yerde yaşça senden büyükler olsun küçükler olsun yani kim olursa olsun bir selamı, bir günaydını esirgeme. Bu senin o topluluk ile arandaki harika bir bağdır.
Bak dostum! Ola ki bulunduğun yerde saygı duyacağın biri varsa, mesela öğretmenin falan lafınla sözünle onun önüne geçme. “Hocam daha iyi bilir ama” demen seni küçültmez tam tersine büyültür.
Demem o ki güzel insan, bak saygı duyduğumuz o güzel insanlar şu adabı muaşeret için yani edep için neler diyor;
Mesela;
Ne demiş üstat Necip Fazıl “bir insanda yoksa edep neylesin medrese mektep, okusa alim olsa da yine merkep yine merkep.”
Ya büyük halk ozanı Yunus ne demiş “Edebim el vermez edepsizlik edene, susmak en güzel cevap edebi elden gidene.”
Gönüller sultanı Mevlana ise “Güzel güzel yapan edeptir, edep ise güzeli sevmeye sebeptir” demiş. Ayrıca “Bozuk olunca maya ne ar tanır ne haya” demiş.
“Resulullah, haya hayır getirir buyurmuşlardır” demiş İmam Müslüm Buhari.
Uzatmak mümkün adap, haya, ahlak ile ilgili meselleri.
Yani canımın içi demem o ki EDEP YA HU! Ama her yerde.
Ekleme
Tarihi: 23 Ağustos 2022 - Salı
ADABI MUAŞERET
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.