Söz ile ağulu aşı yağ ile bal eden dil bu dil değil.
Bu dil kişiliği dilinin altında olanların onu açığa vurduğu dildir.
Bu dil kullandıkça keskinleşen dildir.
Yarası ne yaparsanız yapın geçmeyecek dildir bu dil.
Her kapıyı açan sihirli bir anahtar yerine geçecek dil değildir bu dil.
Kıyısı kalp olan dil değildir bu dil.
Velhasıl akıllının lisanı olan kalpten gelen dil değil ağızdan çıkan dildir bu dil.
Bağışlayın meramımı anlatmakta her zaman zorlanmışımdır. Son söyleyeceğimi peşinen söylesem her şey hallolacak ama o zaman da edebiyat olmuyor, makale olmuyor. Düz bir özdeyiş ya da güzel bir söz oluyor.
Güzel söz, tatlı dil her din için onu dimdik ayakta tutan temel taşıdır. Peygamberlerin güzel ahlakının en önemli göstergesi onun tatlı dilidir
Onun içindir tatlı dildir ağulu aşı bal eden. Onun içindir insanın kişiliği dilinin altındadır. Onun içindir ki hiddetlendikçe keskinleşir bu dil. Onun içindir ki ağızdan çıkana dikkat edeceksin çünkü en derin yara dil ile açılıyor. Onun içindir ki dil denizdir, kalp onun kıyısı. Ne çıkarsa dilinden kıyıya o vuracaktır.
Lakin amma velakin…
Dilini en iyi kullanması gerekenler en berbat şekilde kullanıyorsa el aleme ne diyeceğiz. Lanlı ulanlı konuşanlara tatlı dilin kalbin derunundan çıktığını biz mi anlatalım şimdi.
Sadece dil değil ki; davranış, tavır, eda, bakış, jest, mimik… kısaca her türlü insani özellikler kişinin kişiye davranışında etkili değil midir? Şahsım adına söylüyorum “buyur dayı ne istedin?” “ yoh hacı abi?” “ galmadı guzum” diyen esnaftan alışveriş yapmıyorum arkadaş. Girersem de mağazasına çıkıyorum.
“Buyurun efendim nasıl yardımcı olabilirim?” diyen bir satıcıdan alacağım şey yoksa da zorla bir şeyler alıp çıkmayı yeğliyorum.
Saygı görmek istiyorsan dilini insanca kullanacaksın.