Dayağın cennetten çıkma olduğu da, hocanın vurduğu yerde güllerin bitmesi de, kızını dövmeyenin dizini dövmesi de kocaman bir yalan.
Cennet gibi güzelliklerle dolu olduğu söylenen bir yerde dayağın ne işi olabilir ki. Bu masala yüzlerce yıldır belki de fıtratımız gereği göz yumduk, kabullendik. Yahu hem cennet diyorsunuz hem de dayakla özdeşleştiriyorsunuz bu nasıl iş demedik.
Eti senin kemiği benim diyerek teslim edilen sabilere, bunu fırsat bilerek tekme tokat dalan hocaya “oh eline sağlık hocam bir de benim için “ deyip örnek olarak çocuğun beynine beynine vuran adamın bunu yaparkenki ruh halini anlamak kabil mi?
Yaşı benimkine yakın ya da geçkin olanlar bilir misafirliklerde ya da misafir geldiğinde bir oda içinde bunalan, sıkılan çocukların ufak tefek kıpırdanmalarının bile misafirlere sıkıntı yarattığını düşünen babanın “dölek durun la!” baskısını yemeyen çocuk var mıdır? Bu dölek durmanın ne demek olduğunu bilmeyen çocuğunsa öğrenme süreci ancak dayakla noktalanırdı.
Beynine beyaz gelinlikle evinden çıkanın ancak beyaz kefenle döneceği fikri yerleşen bir kızın anlayışsız ve nobran bir adamdan yediği dayaklar için gösterdiği sabrın vebali ve günahı kime aittir?
Kızını dövmeyenin dizini döveceği fikrinin aslında mecazi bir söylem olduğu gerçeğini, yaptığı ufak bir hata karşısında kızına dayak atan “salağa” nasıl anlatabilirsin ki. Onun kafasında dizini dövmemenin tek yolunun bulduğu her fırsatta kızını dövmek olduğu, söylenen bu atasözüyle yerleşmiş bir kere.
Özellikle çocuklara karşı eski adıyla müsamaha Türkçesiyle hoşgörü çok mu zordur.
Eğer öğretmen olmasaydım bu yazıyı okuyan birileri bana “ahkam kesmek kolay bazı çocuklara laf işlemiyor sen ne anlarsın eğitimden” diyebilirdi ama 25 yılını doldurmuş bir eğitimci olarak eğitimin dayakla olmayacağını en iyi bilenlerdenim.
Askerde, okulda, işte, sanayide, evde nerede olursa olsun dayağın eğitimin bir parçası olduğunu söyleyen kim olursa olsun ya işini iyi bilmeyen ve bunu karşındakine uyguladığı baskıyla kapatmaya çalışan “eksik insandır” ya da çocukluğunda uğradığı şiddetin acısını çıkarmaya çalışan zavallıdır.
Zaman zaman tesadüfi olarak ortaya çıkan çocuklar yapılan şiddet görüntüleri eminim buz dağının görünen kısmı. Kim bilir daha nice küçücük kalpler “Allah’ım ne olur bu gün hoca bana dayak atmasın” diye dua ederek okula ya da kurslara gidiyordur.
EĞİTİM ADI ALTINDA ÇOCUKLARA ŞİDDET UYGULAYANLAR BİLİNİZ Kİ ALLAH’IN SOPASI YOK AMA SİZE HAZIRLADIĞI BÜYÜK BİR AZAP VAR.
KOCAMAN BİR YALAN
Dayağın cennetten çıkma olduğu da, hocanın vurduğu yerde güllerin bitmesi de, kızını dövmeyenin dizini dövmesi de kocaman bir yalan.
Cennet gibi güzelliklerle dolu olduğu söylenen bir yerde dayağın ne işi olabilir ki. Bu masala yüzlerce yıldır belki de fıtratımız gereği göz yumduk, kabullendik. Yahu hem cennet diyorsunuz hem de dayakla özdeşleştiriyorsunuz bu nasıl iş demedik.
Eti senin kemiği benim diyerek teslim edilen sabilere, bunu fırsat bilerek tekme tokat dalan hocaya “oh eline sağlık hocam bir de benim için “ deyip örnek olarak çocuğun beynine beynine vuran adamın bunu yaparkenki ruh halini anlamak kabil mi?
Yaşı benimkine yakın ya da geçkin olanlar bilir misafirliklerde ya da misafir geldiğinde bir oda içinde bunalan, sıkılan çocukların ufak tefek kıpırdanmalarının bile misafirlere sıkıntı yarattığını düşünen babanın “dölek durun la!” baskısını yemeyen çocuk var mıdır? Bu dölek durmanın ne demek olduğunu bilmeyen çocuğunsa öğrenme süreci ancak dayakla noktalanırdı.
Beynine beyaz gelinlikle evinden çıkanın ancak beyaz kefenle döneceği fikri yerleşen bir kızın anlayışsız ve nobran bir adamdan yediği dayaklar için gösterdiği sabrın vebali ve günahı kime aittir?
Kızını dövmeyenin dizini döveceği fikrinin aslında mecazi bir söylem olduğu gerçeğini, yaptığı ufak bir hata karşısında kızına dayak atan “salağa” nasıl anlatabilirsin ki. Onun kafasında dizini dövmemenin tek yolunun bulduğu her fırsatta kızını dövmek olduğu, söylenen bu atasözüyle yerleşmiş bir kere.
Özellikle çocuklara karşı eski adıyla müsamaha Türkçesiyle hoşgörü çok mu zordur.
Eğer öğretmen olmasaydım bu yazıyı okuyan birileri bana “ahkam kesmek kolay bazı çocuklara laf işlemiyor sen ne anlarsın eğitimden” diyebilirdi ama 25 yılını doldurmuş bir eğitimci olarak eğitimin dayakla olmayacağını en iyi bilenlerdenim.
Askerde, okulda, işte, sanayide, evde nerede olursa olsun dayağın eğitimin bir parçası olduğunu söyleyen kim olursa olsun ya işini iyi bilmeyen ve bunu karşındakine uyguladığı baskıyla kapatmaya çalışan “eksik insandır” ya da çocukluğunda uğradığı şiddetin acısını çıkarmaya çalışan zavallıdır.
Zaman zaman tesadüfi olarak ortaya çıkan çocuklar yapılan şiddet görüntüleri eminim buz dağının görünen kısmı. Kim bilir daha nice küçücük kalpler “Allah’ım ne olur bu gün hoca bana dayak atmasın” diye dua ederek okula ya da kurslara gidiyordur.
EĞİTİM ADI ALTINDA ÇOCUKLARA ŞİDDET UYGULAYANLAR BİLİNİZ Kİ ALLAH’IN SOPASI YOK AMA SİZE HAZIRLADIĞI BÜYÜK BİR AZAP VAR.
Ekleme
Tarihi: 25 Mayıs 2022 - Çarşamba
KOCAMAN BİR YALAN
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.