Ey özgürlük;
Hür olmanın verdiği mutluluk, doğuştan hür olanların çok da değerini bileceği bir şey değildir. Hür olmanın dayanılmaz hafifliğini esaretten kurtulanlar bilir.
Bedensel tutsaklık dönemi çok eskilerde kaldı. Çağımızda esir millet, esir halk, esir insan kavramını sadece kitaplarda okuyoruz.
Bedensel esarete karşı istenen en büyük karşı çıkışlardan birini hatta ilkini Spartaküs’te görüyoruz.
Roma döneminin isyankar kölesi, onursal bir mücadeleyle beden esaretine karşı özgür olmayı ölümüne savunmuştur.
Dünyada hemen her milletin özgürlük yolunda atılmış adımları olduğunu biliyoruz.
Trakyalı bir savaşçıyla başlayan özgürlük mücadelesi, Boudica, Gandhi, Martin Luther, Nelson Mandela ve tanınmış düşünce mahkumu Ang San Su Çi gibi döneme damgalarını vuran kahramanlarla devam etti.
Özgürlüğün istisnasız her bireyin temel hakkı olduğunun her din de her anayasa da amasız fakatsız kabul eder sadece sınır koyar o kadar. Sınır nedir? Sınır bir başkasının özgürlük alanına kadardır. Görünmeyen bu çemberi aşamazsın aşmaya kalkamazsın kalktığın anda özgürlük hakkın biter başkasının alanını işgal başlar.
Özgürüm diye her şeyi yapma hakkın elbette ki yok. Özgürlüğü engelleyen yasalardan ziyade etik kurallardır. İstediğin gibi giyinme hakkın vardır ama plaj kıyafetiyle sokakta gezmeye kalkarsan özgürlük hakkını kullanırsın ama etik kuralları çiğnersin.
Bu da özgürlüğüne vurulan en büyük darbedir. Serbest ve hür olmayı baltalamak, edep ve terbiyeyi aşağılamaktır.
Savunduğum en temel özgürlüklerin başında okuma, yazma ve ifade özgürlüğü gelir ki bunların bile bir sınırı vardır.
Yazdığın şey başka birine hakaret ise bu senin özgürlüğünü kullanma hakkın olmaz.
Düşüncelerini istediği gibi ifade et ama içerisinde sana aykırı gelen ama başkasının kabulü olan düşünceye hakaret varsa bu özgürlük değil, o ad altında faşist baskıdır.
Tam da bu noktada başkasının düşüncesini rencide edecek harekette bulunmayı bir özgürlük ifadesi olarak sunmak en basit ifadeyle hödüklüktür. Yapamazsın, böyle bir hakkın yok. Beğenmeyebilirsin, tasvip etmeyebilirsin, eleştirebilirsin, sevmeyebilirsin, fakat hakaret edemezsin.
Amerika yasaları eyleme geçmeyen hiçbir düşünce suç sayılmaz der. Yani çık bir taşın üzerine istediğini konuş, hükümetleri, siyasetçileri, yasaları eleştir suç değil. Bir dine karşı, bir düşünceye karşı, bir ideolojiye karşı beğenmediğin yönleri yaz, konuş suç olmaz.
Lakinnnnn! Bir dini temsil eden kutsal kitaba hakaret etmek, onunla alay etmek, yakmaya kalkmak... Bunların ne özgürlükle ne de başka bir şeyle ifadesi asla ama asla mümkün değildir.
Bunu yapmak, yapana izin vermek, yapanı savunmak da……………..Buyurun istediğiniz gibi doldurun. Yazma özgürlüğüm var ama küfür etme hakkım yok.
ÖZGÜRLÜK
Ey özgürlük;
Hür olmanın verdiği mutluluk, doğuştan hür olanların çok da değerini bileceği bir şey değildir. Hür olmanın dayanılmaz hafifliğini esaretten kurtulanlar bilir.
Bedensel tutsaklık dönemi çok eskilerde kaldı. Çağımızda esir millet, esir halk, esir insan kavramını sadece kitaplarda okuyoruz.
Bedensel esarete karşı istenen en büyük karşı çıkışlardan birini hatta ilkini Spartaküs’te görüyoruz.
Roma döneminin isyankar kölesi, onursal bir mücadeleyle beden esaretine karşı özgür olmayı ölümüne savunmuştur.
Dünyada hemen her milletin özgürlük yolunda atılmış adımları olduğunu biliyoruz.
Trakyalı bir savaşçıyla başlayan özgürlük mücadelesi, Boudica, Gandhi, Martin Luther, Nelson Mandela ve tanınmış düşünce mahkumu Ang San Su Çi gibi döneme damgalarını vuran kahramanlarla devam etti.
Özgürlüğün istisnasız her bireyin temel hakkı olduğunun her din de her anayasa da amasız fakatsız kabul eder sadece sınır koyar o kadar. Sınır nedir? Sınır bir başkasının özgürlük alanına kadardır. Görünmeyen bu çemberi aşamazsın aşmaya kalkamazsın kalktığın anda özgürlük hakkın biter başkasının alanını işgal başlar.
Özgürüm diye her şeyi yapma hakkın elbette ki yok. Özgürlüğü engelleyen yasalardan ziyade etik kurallardır. İstediğin gibi giyinme hakkın vardır ama plaj kıyafetiyle sokakta gezmeye kalkarsan özgürlük hakkını kullanırsın ama etik kuralları çiğnersin.
Bu da özgürlüğüne vurulan en büyük darbedir. Serbest ve hür olmayı baltalamak, edep ve terbiyeyi aşağılamaktır.
Savunduğum en temel özgürlüklerin başında okuma, yazma ve ifade özgürlüğü gelir ki bunların bile bir sınırı vardır.
Yazdığın şey başka birine hakaret ise bu senin özgürlüğünü kullanma hakkın olmaz.
Düşüncelerini istediği gibi ifade et ama içerisinde sana aykırı gelen ama başkasının kabulü olan düşünceye hakaret varsa bu özgürlük değil, o ad altında faşist baskıdır.
Tam da bu noktada başkasının düşüncesini rencide edecek harekette bulunmayı bir özgürlük ifadesi olarak sunmak en basit ifadeyle hödüklüktür. Yapamazsın, böyle bir hakkın yok. Beğenmeyebilirsin, tasvip etmeyebilirsin, eleştirebilirsin, sevmeyebilirsin, fakat hakaret edemezsin.
Amerika yasaları eyleme geçmeyen hiçbir düşünce suç sayılmaz der. Yani çık bir taşın üzerine istediğini konuş, hükümetleri, siyasetçileri, yasaları eleştir suç değil. Bir dine karşı, bir düşünceye karşı, bir ideolojiye karşı beğenmediğin yönleri yaz, konuş suç olmaz.
Lakinnnnn! Bir dini temsil eden kutsal kitaba hakaret etmek, onunla alay etmek, yakmaya kalkmak... Bunların ne özgürlükle ne de başka bir şeyle ifadesi asla ama asla mümkün değildir.
Bunu yapmak, yapana izin vermek, yapanı savunmak da……………..Buyurun istediğiniz gibi doldurun. Yazma özgürlüğüm var ama küfür etme hakkım yok.
Ekleme
Tarihi: 22 Ocak 2023 - Pazar
ÖZGÜRLÜK
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.